Hi, How Can We Help You?

Askeri Öğrencilerle İlgili Kararlar

Güvenlik soruşturmalarının hukuki kapsamının ve taşımak zorunda olduğu niteliklerin

ele alındığı emsal nitelikteki kararların bir kısmı örnek olması amacıyla aşağıda paylaşılmıştır.

 

 

T.C.

      ANKARA

     8. IDARE MAHKEMESI

ESAS NO       : 2019/1669

KARAR NO  : 2020/597

VEKILI: Av. Dr. Hakan KITAPÇI

DAVALI:

VEKILI

DAVANIN ÖZETI: Davacı tarafından, güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlandığından bahisle Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulundan ilişiğinin kesilmesine ilişkin 26/06/2019 tarihinde bildirilen işlemin, gerekçe belirtilmediğinden hak arama özgürlüğünü kısıtladığı, ilk ve orta okulda FETÖ/PDY Terör Örgütüne Müzahir Okullarda eğitim gördüğü ancak lise eğitimini Anadolu Lisesinde tamamladığı, bu durumun terör örgütü ile irtibatlı yahut iltisaklı kabul edilmesi için yeterli ve geçerli bir sebep olamayacağı, yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan karar verildiğinden bahisle hukuka aykırı olduğu belirtilerek iptali istenilmektedir. SAVUNMANIN ÖZETI: Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliği gereğinde yetkili kurumdan davacı hakkında gelen bilginin MSB Değerlendirme Kurulu üyelerince değerlendirilmesi sonucunda dava konusu işlemin tesis edildiği belirtilerek dava konusu işlem hukuka uyun olduğundan davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

TÜRK MILLETI ADINA

Karar veren Ankara 8. İdare Mahkemesi'nce duruşma için önceden belirlenen 26/02/2020 tarihinde saat 09.30'da davacı vekili Av. Hakan KITAPÇI ile davalı idareler vekili Av. ***'nin

geldikleri görülerek açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun söz verilip açıklamaları

dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek isin gereği görüşüldü; Dava, güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlandığından bahisle Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulundan ilişiğinin kesilmesine ilişkin 26/06/2019 tarihinde bildirilen işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

 

26/10/1994 tarih ve 4045 sayılı Güvenlik Soruşturması, Bazı Nedenlerle Görevlerine Son

Verilen Kamu Personeli İle Kamu Görevine Alınmayanların Haklarının Geri Verilmesine Ve 1402 Numaralı Sıkıyönetim Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun'un 1. maddesinde; güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının hangi amaçla, ne şekilde ve kimler hakkında yapılması gerekliliğinin ifade edilmesinden sonra, bu Kanun dayanak alınarak hazırlanan 12/4/2010 tarih ve 24018 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliğinin 1. maddesinde; Yönetmeliğin amacının açıklandığı, 2. maddesinde yönetmeliğin kapsadığı personelin belirlendiği, 4. maddesinin (f ve g) bentlerinde; arşiv araştırması ile güvenlik soruşturmasının araştırma ve soruşturmaya konu kişi hakkında yapılacağının ifade edildiği, 9. maddesinde; "Türk Silahlı Kuvvetlerinin kadro ve kuruluşlarında yer alacak personelin güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması, Türk Silahlı Kuvvetlerince bu Yönetmeliğe uygun olarak hazırlanacak yönerge uyarınca yapılacağının belirtildiği, 2011 tarih ve 114-1(C) sayılı Genel Kurmay Başkanlığınca çıkarılan Silahlı Kuvvetler İstihbarata Karsı Koyma, Koruyucu Güvenlik ve Is birliği Yönergesinin "Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırmasının Olumsuz Kabul Edileceği Haller" başlığıyla düzenlenen 13. maddesinde, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonuçlarının, soruşturma konusu sahsın içinde bulunduğu ortamın da dikkate alınarak değerlendirileceği, bu değerlendirmenin Türk Silahlı Kuvvetlerin bünyesine alınacak şahıslar hakkında karar verilirken, idarenin takdir hakkının en uygun adaydan yana kullanılmasını sağlamaya yönelik olduğu, aynı maddenin "ı" bendinde ise; ayrıca haklarında MIT Müsteşarlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, mahalli kolluk kuvvetleri veya yetkili amirlerinden herhangi biri tarafından, bilgi verilenlerin güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuz kabul edileceği, düzenlenmiştir. Yukarıda anılan mevzuatın birlikte değerlendirilmesinden; bazı kurumlarda ve bazı görevlerde istihdam edilecek kişiler hakkında görevin önemi, özelliği gereği derin bir araştırma ve değerlendirme yapılmasının esas olduğu, tehdit, şantaj, cebir, şiddet ve diğer yasal olmayan yöntemleri kullanarak, tüm Anayasal kurumları baskı altına almayı, zaafa uğratmayı, yönlendirmeyi ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmayı hedefleyen, mensuplarına takiyye ve tedbir gibi ileri gizlenme

tekniklerini kullandırarak bir casusluk örgütü olarak da faaliyet gösteren bir örgüte mensup, iltisaklı ve irtibatlı kişilerin demokratik hukuk devletine karsı yakın, açık ve ciddi bir tehlike teşkil etmesinin önlenmesi, Anayasal düzenin, milli iradenin, hukuk devletinin, demokrasinin ve temel hak ve hürriyetlerin korunması, ülkemizde yaşanan bu son darbe teşebbüsünün tamamen sonlandırılması, buna benzer bir müdahale girişiminin yeniden yaşanmaması ve terörle mücadelenin daha etkin bir şekilde sürdürülebilmesi için, bu süreçte Devletin en hassas birimlerine sızan örgüt elemanlarının siyasi ve askeri casusluk fiillerini de içeren faaliyetleri dikkate alındığında, milli güvenliği ve Devletin devamlılığını sağlamak için kamu hizmetini yürütmekle görevli olan idarenin, bu hizmeti en iyi şekilde yürütebilmesi için bir takım tedbirler almasının gerekli olduğu, bu tedbirlerin alınırken dikkatli ve daha titiz davranmasının da gerektiği ve ülkenin güvenliği ve savunulmasından sorumlu olan Türk Silahlı Kuvvetlerine alınacak personelin güvenilirliğinin her türlü şüpheden uzak olarak ortaya konulması gerektiği izahtan varestedir. Buna göre, yukarıda belirtilen hususlar gözetildiğinde, davalı idarenin muvazzaf subay alımı sırasında, başvuruda bulunan adayları sadece, terör örgütlerine üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olup olmadığı yönünden değil, aynı zamanda, hem kendisinin, hem de kendisini etkileyebilecek yakın çevresinin, bu örgütlerle sıkı işbirliği içinde bulunup bulunmadığı, bunları destekleyip desteklemediği, sempatizanı olup olmadığı yönünden de titizlikle araştırması, bu yönde bir tespit olması halinde ise bunları teşkilatına kabul etmemesi gerektiği açık ise de; ülkenin güvenliğini temin etmekle görevli kurumlarda çalışmak isteyenlerle ilgili güvenlik araştırması yapılırken ulaşılan bilgi ve kanaatin; somut, güvenilir, teyit edilebilir nitelikte olması; tahmine, tasavvura ve önyargıya dayalı olmaması; aynı yöndeki kanaatin mümkün olduğunca farklı bilgi ve delillerle de desteklenmesi, bu inceleme ve değerlendirmenin hukuken denetlenebilir nitelikte olması gerekliliği hukuk devletinin olmazsa olmazıdır. Aksi durumda, soyut ve gerçek dışı ithamlarla bazı kişilerin önemli hak kayıplarına yol açılabileceği, bunun da idarenin son derece haklı nedenlere dayalı güvenlik tedbirleri hakkında toplumda tereddütlere neden olabileceği, bu durumun ise en çok yine kendisi ile mücadele edilen yasa dışı mihraklarca istismar edilmesinin mümkün olduğu muhakkaktır. Öte yandan, Milli Savunma Üniversitesi Astsubay Meslek Yüksekokulları Başvuru Kılavuzunun 5-a maddesinde, başvuru yapabilmek için “Kendisinin, annesinin, babasının, kardeşlerinin ve velisinin, Bakanlar Kurulu kararı ve mahkeme kararınca terör örgütü olarak kabul edilmiş olan FETÖ/PDY, PKK, DEAS basta olmak üzere tüm terör örgütleriyle herhangi bir irtibatı veya iltisakı bulunmamak” şartının getirildiği görülmektedir. Davaya konu isleme dayanak alınan bilgi neticesinde davacı hakkında olumsuz bir işlem tesis edilebilmesi için, hem davacının kendisi hakkında, hem de, Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliğinin eki formu ile Milli Savunma Üniversitesi Harp Okulları Giriş Kılavuzunun Harp Okulları Başvuru ve Giriş Koşullarının 5-a maddesinde yer verilen; davacının kendisini etkileyebilecek yakın çevresi (anne, baba, kardeş, es, çocuk, veli) hakkında somut kanaate ve bilgiye dayalı güvenilir, teyit edilebilir nitelikte, ön yargıdan uzak hukuken denetlenebilen bilgiye dayalı tespitlerin açıkça ortaya konulması ve bu tespitlerin irdelenmesinden sonra bir karar verilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Dava dosyasının incelenmesinden, Kara Harp Okulu'nda öğrenci olan davacı hakkında yapılan güvenlik soruşturmasında, "Babasının FETÖ/PDY kapsamında ifadesine başvurulduğu aynı gün kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği ve Bank Asya'da hesabının bulunduğu ancak tarihinin eski olduğu, bankanın kurtarılmasına yönelik talimata uyulduğuna dair somut bir veri bulunmadığı; kendisi ve ağabeyi: 2000-2014 arası KHK ile kapatılan okullarda okuduğu" seklinde istihbari mahiyette bilgiler elde edildiği, bu tespite dayalı olarak MSB Üst Değerlendirme Kurulu üyelerince güvenlik soruşturmasının olumsuz olarak değerlendirilmesi sonucunda okulla ilişiğinin kesilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkememizin 11.09.2019 tarihli ara kararı ile *** Cumhuriyet Başsavcılığına ve *** Emniyet Müdürlüğü’ne davacının babası hakkında yürütülen bir soruşturma veya kovuşturma olup olmadığının sorulduğu, *** Cumhuriyet Başsavcılığı’nca verilen 04.11.2019 tarihli cevapta davacının babası hakkında başlatılan 2019/*** sayılı soruşturmada 27.06.2019 tarihli karar ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği (bylok ve Bank Asya yönünden de inceleme yapılarak), diğer yandan davalı idarece verilen bilgi ve belgelerde yer alan davacı ve abisinin ilk ve ortaokulda KHK ile kapatılan okullarda eğitim gördüğüne yönelik bilginin de davacının terör örgütü ile ilişkisi olduğu seklinde değerlendirilemeyeceği, dolayısıyla bahse konu tespitlerin davacının herhangi bir terör örgütü ile irtibatını veya iltisakını ortaya koymadığı anlaşılmakla, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Kaldı ki, davalı idarece davacı hakkında terör örgütleri ile irtibat veya iltisakını ortaya koyabilecek somut kanaate ve bilgiye dayalı güvenilir, teyit edilebilir ve ön yargıdan uzak hukuken denetlenebilen nitelikte bulgular elde edilmesi halinde her zaman ilişik kesme işlemi tesis etmesine bir engel bulunmadığı da açıktır.

Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İSTİNAF BAŞVURUSUNDA BULUNAN

(DAVACI)                 : ***

VEKİLİ                     : Av. Dr. Hakan KİTAPÇI

             

DAVALI                   : Millî Savunma Bakanlığı/ ANKARA

VEKİLİ                     :

İSTEMİN ÖZETİ     : Astsubay öğrencisi olan davacı tarafından, arşiv araştırması ve güvenlik soruşturmasının olumsuz olması nedeniyle öğrenciliğine son verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada ; Türk Silahlı Kuvvetlerinin, yüklendiği kamu hizmetinin özelliği dikkate alındığında, hizmeti sunmakla görevlendirilecek personelin temininde mümkün olduğunca hassas davranılması ve seçme şansının çokluğuyla orantılı şekilde, ileride sorun yaratabilecek, güvenlik riskine neden olabilecek kişilerin, kamu yararı-kişi yararı dengesi gözetilmek suretiyle daha başta elenmesi zorunluluk teşkil etmekte olup; henüz kamu görevine başlamayan, aday konumunda bulunan davacının güvenlik soruşturmasında elde edilen bilgilerin, kamu hizmeti ve kamu güvenliği açısından risk oluşturduğu; dahili ve harici tehditlere karşı ülke güvenliğini sağlamakla yükümlü olan Türk Silahlı Kuvvetlerinin, mezkur görevin özelliği itibariyle bu riski taşıyamayacağı; bu riskin gerçekleşmesi halinde ortaya çıkacak olumsuz sonuçtan sadece Türk Silahlı Kuvvetlerinin değil, tüm ülkenin etkileneceği; dolayısıyla, davacı  hakkında elde edilen istihbari bilgiler dikkate alınarak talip olduğu görev bakımından güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlandığının kabulüyle astsubay adaylığından çıkarılmasında kamu yararı bulunduğu, dolayısıyla dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yönünde Ankara 12. İdare Mahkemesi'nce verilen 29/11/2018 gün ve E: 2017/3342, K: 2018/2202 sayılı kararın; davacı vekili tarafından, davacı hakkında güvenlik soruşturmasını olumsuz kılacak herhangi bir durum olmadığı suç ve cezaların şahsiliği ilkesinin göz ardı edildiği ileri sürülerek kaldırılması istenilmektedir.

 

SAVUNMANIN ÖZETİ      : Mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığı savunularak istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi talep edilmektedir.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesince, davacının istinaf aşamasına ait harçları yatırmadığı görülmüş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 335.  maddesi uyarınca mahkemece verilen "Adli Yardım Kabul" kararı dava sonuna kadar hüküm ifade ettiğinden 2577 sayılı Kanunun 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Dava; Deniz Astsubay Meslek Yüksekokulu öğrencisi olan davacı tarafından, arşiv araştırması ve güvenlik soruşturmasının olumsuz olması nedeniyle 18/10/2017 tarihinde öğrenciliğine son verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

Astsubay Meslek Yüksek Okulları Yönetmeliği'nin 44. maddesinde, "Astsubay meslek yüksek okullarına, ihtiyaç duyulması hâlinde aşağıdaki koşulları taşıyanlardan, yapılacak seçme sınavlarında başarılı olanlar alınır. Aşağıda belirtilen bu koşullar dışındaki diğer giriş koşulları, kuvvet özelliklerine göre her yıl Genelkurmay Başkanlığı, ilgili kuvvet komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı veya Sahil Güvenlik Komutanlığınca belirlenir ve yayımlanır.

a) Türk vatandaşı olmak,

b) Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı veya Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından belirlenen ve Genelkurmay Başkanlığınca onaylanan sivil lise ve dengi okulların birinden diploma almaya hak kazanmış olmak,

c) Kendisinin, annesinin, babasının, kardeşlerinin ve velisinin;

1) Tutum ve davranışları ile yasa dışı, siyasî, yıkıcı, irticaî, bölücü ideolojik görüşleri benimsememiş, bu gibi faaliyetlerde bulunmamış veya bu gibi faaliyetlere karışmamış olması,

2) Türk Silâhlı Kuvvetlerinin manevî şahsiyetine gölge düşürmemiş ve askerliğin şeref ve haysiyeti ile bağdaşmayacak fiil ve hareketlerde bulunmamış olması,

3) Toplumca tasvip edilmeyen kazanç yollarında çalışmamış ve hâlen çalışmamakta olması,

4) Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlar ile basit ve nitelikli zimmet, irtikap, iftira, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, yalan yere tanıklık, yalan yere yemin, cürüm tasnii, ırza geçmek, sarkıntılık, kız, kadın veya erkek kaçırmak, fuhşiyata tahrik, gayri tabii mukarenet, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçlar ile istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç olmak üzere kaçakçılık, resmi ihale ve alım ve satımlara fesat karıştırma, devlet sırlarını açığa vurma suçlarından birinden mahkûmiyetinin bulunmaması,

5) Yapılacak arşiv araştırması ve resmî güvenlik soruşturması sonucunda şüpheli ya da sakıncalı hâllerinin bulunmaması,

ç) Taksirli suçlar hariç olmak üzere, affa veya zaman aşımına uğramış yahut para cezasına çevrilmiş veya ertelenmiş hükümlülüklerine ilişkin kayıtları adlî sicilden çıkartılmış olsa bile bir cürümden hükümlü bulunmamak veya soruşturma altında olmamak," kuralı yer almıştır.

26/10/1994 tarih ve 4045 sayılı Kanunun 1. maddesinde; güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının hangi amaçla, ne şekilde ve kimler hakkında yapılması gerekliliğinin ifade edilmesinden sonra, bu kanun dayanak alınarak hazırlanan 12/4/2010 tarih ve 24018 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Güvenlik soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliği'nin 1. maddesinde; yönetmeliğin amacının açıklandığı, 2. Maddesinde yönetmeliğin kapsadığı personelin belirlendiği, 4. Maddesinin (f ve g) bentlerinde; arşiv araştırması ile güvenlik soruşturmasının araştırma ve soruşturmaya konu kişi hakkında yapılacağının ifade edildiği, (k) bendinde; 9. Maddesinde; "Türk Silahlı Kuvvetlerinin kadro ve kuruluşlarında yer alacak personelin güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması, Türk Silahlı Kuvvetlerince bu Yönetmeliğe uygun olarak hazırlanacak yönerge uyarınca yapılacağının belirtildiği görülmüş, 2011 tarih ve 114-1(C) sayılı Genel Kurmay Başkanlığınca çıkarılan Silahlı Kuvvetler İstihbarata Karşı Koyma, Koruyucu Güvenlik ve İşbirliği Yönergesinin "Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırmasının Olumsuz Kabul Edileceği Haller" başlığıyla düzenlenen 13. maddesinde, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonuçlarının, soruşturma konusu şahsın içinde bulunduğu ortamın da dikkate alınarak değerlendirileceği, bu değerlendirmenin Türk Silahlı Kuvvetlerin bünyesine alınacak şahıslar hakkında karar verilirken, idarenin takdir hakkının en uygun adaydan yana kullanılmasını sağlamaya yönelik olduğu, aynı maddenin "ı" bendinde  ise; ayrıca haklarında  MİT Müsteşarlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, mahalli kolluk kuvvetleri veya yetkili amirlerinden herhangi biri tarafından, bilgi verilenlerin güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuz kabul edileceği, düzenlenmiştir.

Yukarıda anılan mevzuatın birlikte değerlendirilmesinden; bazı kurumlarda ve bazı görevlerde istihdam edilecek kişiler hakkında görevin önemi, özelliği gereği derin bir araştırma ve değerlendirme yapılmasının esas olduğu, tehdit, şantaj, cebir, şiddet ve diğer yasal olmayan yöntemleri kullanarak, tüm Anayasal kurumları baskı altına almayı, zaafa uğratmayı, yönlendirmeyi ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmayı hedefleyen, mensuplarına takiyye ve tedbir gibi ileri gizlenme tekniklerini kullandırarak bir casusluk örgütü olarak da faaliyet gösteren bir örgüte mensup, iltisaklı ve irtibatlı kişilerin demokratik hukuk devletine karşı yakın, açık ve ciddi bir tehlike teşkil etmesinin önlenmesi, Anayasal düzenin, milli iradenin, hukuk devletinin, demokrasinin ve temel hak ve hürriyetlerin korunması, ülkemizde yaşanan bu son darbe teşebbüsünün tamamen sonlandırılması, buna benzer bir müdahale girişiminin yeniden yaşanmaması ve terörle mücadelenin daha etkin bir şekilde sürdürülebilmesi için, bu süreçte Devletin en hassas birimlerine sızan örgüt elemanlarının siyasi ve askeri casusluk fiillerini de içeren faaliyetleri dikkate alındığında, milli güvenliği ve Devletin devamlılığını sağlamak için kamu hizmetini yürütmekle görevli olan idarenin, bu hizmeti en iyi şekilde yürütebilmesi için bir takım tedbirler almasının gerekli olduğu, bu tedbirlerin alınırken dikkatli ve daha titiz davranmasının da gerektiği ve ülkenin güvenliği ve savunulmasından sorumlu olan Türk Silahlı Kuvvetlerine alınacak personelin güvenilirliğinin her türlü şüpheden uzak olarak ortaya konulması gerektiği izahtan varestedir.

Buna göre, yukarıda belirtilen hususlar gözetildiğinde, davalı idarenin muvazzaf subay alımı sırasında, başvuruda bulunan adayları sadece, terör örgütlerine üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olup olmadığı yönünden değil, aynı zamanda, hem kendisinin, hem de kendisini etkileyebilecek yakın çevresinin, bu örgütlerle sıkı işbirliği içinde bulunup bulunmadığı, bunları destekleyip desteklemediği, sempatizanı olup olmadığı yönünden de titizlikle araştırması, bu yönde bir tespit olması halinde ise bunları teşkilatına kabul etmemesi gerektiği açık ise de; bu durumun ise en çok yine kendisi ile mücadele edilen yasa dışı mihraklarca istismar edilmesinin mümkün olduğu muhakkaktır.

Gelinen noktada, davaya konu işleme dayanak alınan istihbari bilgi neticesinde davacı hakkında olumsuz bir işlem tesis edilebilmesi için hakkında somut kanaate ve bilgiye dayalı güvenilir, teyit edilebilir nitelikte, ön yargıdan uzak hukuken denetlenebilen bilgiye dayalı tespitlerin açıkça ortaya konulması ve bu tespitlerin irdelenmesinden sonra bir karar verilmesi gerekmektedir.

Dava dosyasının incelenmesinden, dava konusu işlemin nedeni olarak, kendisi hakkında herhangi bir bilgiye rastlanılmakla beraber, erkek kardeşinin 2015-2016 yılları arasında FETÖ/PDY'ye müzahir olduğu gerekçesiyle kapatılan Özel *** Ortaokulunda eğitim gördüğü yönündeki istihbari bilginin gösterildiği anlaşılmaktadır.

Bakılan uyuşmazlıkta, öncelikle davacının bizzat kendisi hakkında olumsuz bir bilginin bulunmadığı, öte yandan, davacının erkek kardeşinin terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibat veya iltisakı olduğuna ilişkin bir tespit veya değerlendirmenin bulunup bulunmadığının Emniyet Genel Müdürlüğünden ve *** İl Emniyet Müdürlüğünden sorulduğu, adı geçene ait, Terörle Mücadele Kanunu kapsamında intikal etmiş bir bilgi ve belgenin bulunmadığının Emniyet Genel Müdürlüğü, *** Emniyet Müdürlüğü ve *** Emniyet Müdürlüğü yazılarıyla cevaben bildirildiği, bu haliyle istihbari bilginin güvenlik soruşturmasının olumsuz kabul edilebileceği nitelikte olmadığı, dolayısıyla dava dosyasına sunulan ve teyidi yapılan bilgiler dışında davacı ve yakın çevresine ilişkin başka bir bilgi ve belgede bulunmadığı anlaşılmakla, yalnızca kardeşinin FETÖ/PDY müzahir bir özel ortaokulda kısa süreli devletten eğitim-öğretim desteği almak suretiyle almış olduğu eğitimi nedeniyle, davacı hakkındaki güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunun olumsuzluğundan bahsedilemeyeceği kanaatine varıldığından, belirtilen sebebe dayalı olarak davacının Deniz Astsubay Meslek Yüksek Okulu'ndan ilişiğinin kesilmesi yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık ve aksi yöndeki İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne…