Ülkemizde son dönemde meydana gelen yağışlar sonucunda şehirlerde gerek altyapının yetersiz olmasından, gerekse hatalı imar uygulamalarından dolayı sel ve bazı noktalarda su birikmesi meydana gelmiş, bundan dolayı kişilerin ev ve araçları zarar görmüş, kimi durumlarda şahısların yaralanması ve ölümü söz konusu olmuştur.
Bu şekilde meydana gelen bedensel ve cismani zararların ne şekilde tazmin edilebileceği konusu, olayın özelliklerine göre değişiklik göstermektedir. Zarara uğrayan ev, araç vs ye ilişkin sigorta poliçesi bulunması durumunda öncelikle uğranılan zararların sigortadan tazmini söz konusu olabileceği gibi idarenin kusurlu ve eksik uygulamalarından kaynaklanması durumunda bu tür zararların hizmet kusuruna dayanılarak idareden tazmin edilmesi de mümkündür.
Meydana gelen sel felaketi sonucunda ev, işyeri ve araçları zarar gören kişilerin öncelikli olarak ilk yapmaları gereken, bu konuda belediyeler ve valiliklerce oluşturulan birimlere başvurarak, zararlarının tespiti için tutanak düzenletmek olmalıdır. Meydana gelen zararlara gösterir açık net fotoğraf ve video görüntüleri ile idari kolluk birimlerince düzenlenen tutanaklarla birlikte idareden zararların tazmini talep edilebilmektedir.
Burada önemli olan husus, yaşanılan sel felaketi sonucu zararın meydana gelmesinden itibaren idari yargıda dava açma sürelerinin işlemeye başlamasıdır. Bu tür davaların açılmasından önce idari mercilere başvuru yapılarak zararın tazmini talep edilmelidir. Yapılan başvuruya idarenin yasal süre içerisinde olumsuz cevap vermesi veya bu süreyi sessiz geçirmeleri sonrasında (30 gün) yine yasal süre içerisinde (dilekçenin idareye verilme tarihinden başlayarak, 30+60 gün) dava açılması gerekmektedir. Görüldüğü üzere idarenin hizmet kusuruna dayalı tam yargı davalarının usule ilişkin sıkı şartları ve sürelerin kaçırılmaması gerektiğinden bu konuda bir uzman yardımıyla ilerlemeniz tavsiye olunur.